top of page

KRİYOJENİK OLARAK DONDURULMAK

  • Yazarın fotoğrafı: hayatbilimdenibaret
    hayatbilimdenibaret
  • 1 Tem 2020
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 17 Tem 2020

Kriyojeni (soğuk bilim),fizikte çok düşük sıcaklıklarda yapılan üretim ve işlemler için kullanılan terimdir.Bu düşük sıcaklıklarda bu işlemleri yapan kişiye ise kriyojenist denir.


Şimdi konumuza yani insanların dondurulmasına gelelim:Kriyojeni teknolojisinin günümüzde canlılara uygulanması yasaktır. Dondurulmak için kişinin kanunen ölmüş olması gerekiyor.

Nasıl Çalışıyor?

  1. Kişinin bedeni yasal olarak öldüğünün kabul edilmesinden sonra en kısa sürede buz banyosuna daldırarak soğutuluyor. Bunun amacı beyin hücreleri ve diğer dokuların çürümesini önlemek.Kişiler buzlu su ile dondurulamıyor çünkü kandaki su donduğunda buz genişliyor ve hücreler parçalanıyor(soğuktan donan insanlar bu yüzden hayatını kaybediyor).

  2. Hücrelerin hasar görmesini önlemek için vücuda zehirli olmayan bir antifriz çözeltisi veriliyor. Bu işleme camlaştırma deniyor.

  3. Ardından kişinin bedeni kuru buza (karbondioksit buzu) yatırılıyor ve derin dondurma işleminin yapılacağı yere götürülüyor.

  4. Derin dondurma işleminde vücut sıvı nitrojen ile -200 dereceye kadar soğutuluyor. Vücudun tümüyle soğutulması en az 24 saat alıyor ve bu aşamada dokuların çürümesi tümüyle duruyor (Bununla birlikte doktorlar DNA hasarının tümüyle önlenemeyeceği söylüyor).


İnsan Dondurmanın Bazı Önemli Noktaları

Vücudu buz banyosuna yatırılan kişinin yüzüne özel bir havalandırma maskesi takılıyor.Maske yapay solunum yoluyla dokulara oksijen sağlıyor. Böylece insan beyninin donana kadar çürümesi önleniyor.

Bu aşamada damarlara kanın pıhtılaşmasını önleyen heparin veriliyor ve vücut artık atmayan kalbin yerine çalışan bir kan dolaşımı makinesine bağlanıyor. Böylece oksijenli kanın vücutta dolaşması sağlanıyor ve hücreler donana kadar solunum yapabiliyor.

Ardından vücudu derin dondurma öncesinde camlaştırma aşamasına geçiliyor. Vücuttaki kanın boşaltılması ve kan damarlarına özel bir antifriz verilmesi bu aşamada gerçekleştiriliyor. Sonunda vücut -200 derecede sıvı azotla (nitrojen) soğutulan bir tanka yerleştiriliyor.

Buradaki en riskli aşama vücudun derin dondurma tesisine zarar görmeden taşınması. Bunun için de kişiyi öldükten hemen sonra soğutmaya başlamak en ideali. Kendini donduran kişiler soğutma aşamasından sonra özel bir tanka yerleştiriliyor ve bu tankla derin dondurma tesisine taşınıyor.


Bu Fikir Nereden Çıktı?

Bu fikri ilk ortaya atan Amerikalı yayımcı, yazar, mucit, felsefeci, bilim insanı, siyasetçi ve diplomat Benjamin Franklin’dir. 18. yüzyılda ünlü tıp araştırmacılarından Jacques Dubourg'a yazdığı mektupta “Keşke insanları dondurup ileride uyandıracağımız bilimsel bir metot mümkün olsaydı. Bu sayede

Amerika’nın 100 yıl sonrasını bir günlüğüne görebilmeyi, ardından ölmeyi bile kabul edebilirdim. Bunu normal bir ölüme kesinlikle tercih ederdim. İleride bilimimizin bunları da başaracağından hiç şüphem yok.” diye bu konudaki düşüncelerini belirtmiştir. 200 yıl sonra bu mektuptan etkilenen Fizikçi Robert Ettinger de bunun üzerine araştırmalar yapmış ve bunun ancak ölüm anında gerçekleşebileceğini öngörmüştür. Ayrıca kendisi kriyojeni terimini ortaya atan ilk kişidir. Daha sonra bu fikirler daha ciddi bir şekilde ele alınarak araştırmalar yapılmış ve yeterli düzeye ulaşılınca Kriyojeni Enstitüsü kurulmuştur.


Donan Köpeğin Hayata Dönüşü


Kriyojeni Projesi’nin esin kaynaklarından biri de kış uykusuna yatmadan önce kendini donduran bir kurbağa cinsidir. Bu kurbağa kendini dondurarak adeta bir taşa dönüşüyor, kış sonunda eski vücut ısısına dönerek hayata devam ediyordu.(Kurbağalar ve bazı balıklar kandaki yüksek şeker oranı sayesinde ölmeden donuyor ve hayata dönebiliyor; ama bunun için gereken şeker oranı insanı şeker komasını sokup öldürecek düzeyde. Dolayısıyla doğadaki hayvanları basitçe taklit ederek insan donduramıyoruz.)

Amerikalı bir bilim adamı da tıpkı bu kurbağada olduğu gibi ortaya atılan kriyojeni düşüncesinin gerçekleşme ihtimalini test etmek istiyordu. Bunun için 1992 senesinde 3,5 yaşındaki köpeği Miles’i bir Kriyojeni enstitüsü sponsorluğunda dondurma kararı almıştı. Köpeğin önce kanı çekilmiş daha sonra dondurularak öldürülmüştü. Bu şekilde 70 dakika bekleyen köpeği tekrar hayata döndürmek için işlemlere başlanmıştı. İlk olarak kanı tekrar damarlarına enjekte edilmiş, hemen sonra vücut ısısı eski haline getirilmişti. Köpek sanki hiç dondurulmamış gibi yaşama tekrar dönmüştü. Ayrıca huyları ve karakter özelliklerinin hiçbirinde bir değişme olmamıştı. Bu deney bilim adamları için çığır açıcı nitelikteydi. Aynı zamanda dondurulan bir canlının hayata aynı şekilde döneceğini kanıtlayarak Kriyojeni Projesi’nin en büyük destekçisi ve kanıtı olmuştu.


İnsan Dondurmanın Tarihi

Tarihte kendini donduran ilk insan California Üniversitesi Psikoloji Profesörü Dr. James Bedford’du. Bedford, Arizona merkezli Alcor şirketi tarafından 12 Şubat 1967'de, 73 yaşında donduruldu.

Bugüne kadar dünya çapında yaklaşık 250 kişi dondurulmuş bulunuyor. Ancak, bunların bir kısmı sadece beyinlerini dondurmuştur.

Ayrıca teknolojik gelişmelerden umutlu 1500’den fazla insan öldükten sonra dondurulmak için sözleşme imzalamış durumda.Türkiye’den dondurulmak için başvuran 14 kişi bulunuyor. Bunlardan biri de Çerkez Ethem’in yeğeni Güner Kuban. 


Maliyeti Ne Kadar?

Kendini donduran insanlar kişi başına 28 bin ila 200 bin dolar arasında para ödüyor. Bu parayı ya kendileri ya da sigorta şirketleri ödüyor.

Ana dondurma masraflarını kişinin hayat sigortası karşılıyor.Ancak,şirketler dondurulacak kişilerin önceden şirkete üye olmasını şart koşabiliyor ve elbette kendi ülkesinden başka bir ülkede dondurulacak kişilerin (örneğin Türkiye’de böyle bir hizmet yok) ek masrafları oluyor.

Bunun dışında ailelerin bakım masrafları için ayda birkaç yüz ila birkaç bin dolar aidat ödemesi gerekebiliyor.

Bu yazıda faydalandığım siteler:




Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2_Post

©2020, Hayat Bilimden İbaret tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page